DİŞHEKİMLİĞİNDE KAN YOLUYLA BULAŞAN İNFEKSİYÖZ HASTALIKLAR

 

Doç. Dr. Celal Tümer

Hacettepe Üniversitesi, Dişhekimliği Fakültesi, Ağız, Diş, Çene Hastalıkları ve Cerrahisi AD, Ankara

 

Konakçı bir mikroorganizmanın konağa girip yerleşmesine ve çoğalmasına infeksiyon, üreyerek çoğalan bu mikroorganizmanın konakda oluşturduğu hastalığada infeksiyon hastalığı denir. İnfeksiyon hastalıkları çeşitli mikroorganizmaların neden olduğu klinik seyri ve ayırımı özgün olan hastalıklar grubudur. İnfeksiyon bir canlıda sınırlı kalabileceği gibi değişik bulaş yollarıyla diğer canlılarada geçebilir.

Sekresyon ve vaskülarizasyondan zengin bir yapı olan ağız boşluğunda çalışan dişhekimleri, rutin sterilizasyon ve dezenfeksiyon kurallarından uzaklaştıklarında, hem kendilerini hemde hastalarını tehdit edebilecek infeksiyöz hastalıklar için uygun bir ortam oluştururlar. Günümüz dişhekimliğinde kan yoluyla geçen hastalıklar, Hepatit B, Hepatit C ve HIV infeksiyonlarıdır.

 

Hepatit B

Hepatit B, 1965 yılında Blumberg ve arakadaşlarının Avustralya’lı bir yerlinin kanında Avustralya antijenini veya bugünkü adıyla Hepatit B yüzey antijenini (HBsAg) bulmalarıyla literatüre girmiştir. Hepatit B virüsü (HBV) 42 nm çapında, hepadnovirus grubunda, zarflı bir DNA virusudur. HBV ısıya dayanıklı bir virüs olup 95 C’da 5 dakikada ölür. Bu virüs çalışma yüzeylerinde eğer önlem alınmazsa, 1 hafta kadar varlığını sürdürebilir. HBV geçişi genellikle pareneteral yolla olmaktadır, ancak deri ve mukoza bariyerlerindeki çatlaklardan perkutanöz yollada geçişi de mümkündür. Parenteral geçiş için 0.1 ul kan yeterli olup Hepatit B taşıyıcısı bir bireyin kanı ile kontamine aletin ele batması sonucu Hepatit B gelişme olasılığı %25-30’dur.

Kan ve kanla kontamine olmuş sekresyonlar ana geçiş kaynağıdır. Örneğin tükrük tek başına bir problem değildir, fakat tükrük genelde kan ve kan ürünleri içeren diş eti sıvısı ile birlikte olup, potansiyel infektiviteye sahiptir. HBV infeksiyonları perinatal olarak anneden çocuğa geçiş göstermektedir. Hamileliğin son üç ayında geçirilen akut infeksiyonlarda geçiş oranı daha yüksektir. Kronik olarak taşıyıcı anneler akut olarak infekte olmasalarda yeni doğan için tehlike oluştururlar.

HBV’nin inkübasyon süresi 30-180 gün arasındır. Hepatit B’de bulaş hastalığın inkübasyon devrinin geç döneminden başlayarak, akut devredede sürer. Akut hastalık birkaç gün süren preikterik dönem ve ikterik dönem olmak üzere semptomatik iki fazdadır. Hastalık her zaman klinik olarak gözlemlenmeyebilir. İnfeksiyon genelde %50 asemptomatik olarak ortaya çıkar. Akut infeksiyon sonrası ölüm oranı % 0.5-1’dir.

Hepatit B’de tanı serolojik testler ile ortaya konur. Değişik Hepatit B belirleyicilerinin varlığı, hastalığın hangi dönemde olduğunu gösterir. Akut dönemde ALT ve AST enzimleriyle billirubin ve alkalen fosfataz değerlerinin yükseldiği gözlenir. Serolojik belirleyiciler; HBsAg, Anti-HBs, Anti-HBc, HBeAg, Anti-Hbe’dir.

HBV infeksiyonları sonrasında hastaların büyük bir çoğunluğu tamamen iyileşirken, %5-10’unda HBsAg 6-9 ay içinde ortamdan kaybolmaz ve bu bireyler taşıyıcı olur. Hem HBsAg , hem HBeAg pozitif olan hastalar yüksek oranda infektivdirler. Tüm dünyada 300-350 milyon kronik taşıyıcı bulunmaktadır. Ülkemizde ise sağlık bakanlığı verilerine göre yaklaşık 5 milyon HBV taşıyıcısı bulunmaktadır.

Literatürde dişhekiminden hastalara HBV infeksiyonu geçişi ile ilgili olgu raporları vardır. Shaw ve arkadaşları HBsAg ve HBeAg pozitif bir dişhekiminin 1 yıl içerisinde tedavi ettiği hastaların dokuzunda HBV infeksiyonu geliştiğini rapor etmişler ve bulaşma nedenini eldiven kullanmayan dişhekiminin her işlem öncesi ve sonrası cerrahi fırça ile ellerini fırçalaması sonucu oluşan çatlaklardan sızan kanın neden olduğunu belirtmişlerdir. Hastadan dişhekimine HBV geçişi daha sık gözlenir. Taşıyıcı hastalarda çalışırken bu bireylerin kan ve tükrüğü ile kontamine olmuş aletlerin ele batması, kanın hekimin elindeki kesi veya çatlaklardan penetre olması çok seyrekde olsa göze sıçraması sonucu dişhekimlerinde HBV infeksiyonları ortaya çıkabilmektedir. Korunmada en etkili yöntem aşılanmadır.

 

Hepatit C

1970’lerden itibaren bilinen ve parenteral olarak geçen non A, non B hepatitinin primer nedenidir. HCV modern klonlama tekniği ile 1988 yılında tanımlanmıştır. Bu virüs bir RNA virüsü olup 6 tipi ve 40 çeşit subtipi vardır. HCV infeksiyonu parenteral yolla geçer. Tükrükteki HCV oranı genellikle düşüktür ve hepatik fonksiyonla korelasyon gösterir.

HCV ile kontak sonrası inkübasyon süresi; 15-150 gündür. Klinik seyri ılımlı ve yavaş olduğundan birçok birey hastalığının farkına varamaz. Akut infeksiyon geçiren bireylerin, %70-80’i asemptomatik’tir. Hepatit C Antikoru’nun (Anti-HCV) pozitif olması bireyin Hepatit C’li olduğunu gösterir. Hepatit C’li bir hastanın kanı ile kontamine bir aletle yaralanma sonrası Hepatit C ortaya çıkma olasılığı %2.7’dir.

HCV infeksiyonları %70-80 oranında taşıyıcılıkla sonuçlanır, bu taşıyıcı grupta siroz ve hepatoselüler karsinoma gelişme şanssızlığı yüksektir. A.B.D’de karaciğer transplantasyonlarının en önde gelen nedeni, Hepatit C’dir. Her yıl sağlık personeli arasında Hepatit C infeksiyonu çıkma oranı %2-4’dür. Sağlık personeli arasında mesleki olarak mukozal yolla HCV geçişi ilk kez bir hemşirenin yüzüne ve gözlerine HCV ile kontamine kanın sıçraması ile ortaya çıkmıştır. Yapılan bir çalışmada oral cerrahların %2’sinin, genel dişhekimlerinin ise %7’sinin Anti-HCV değeri pozitif olarak bulunmuştur. Ülkemizde son yıllarda HCV virüs infeksiyonlarının oldukça yaygın olduğu açıktır. Kronik HCV infeksiyonlarının tedavisinde interferon-alfa2b’nin kullanılması başarı sağlamaktadır.

Günümüzde HCV infeksiyonlarından korunmak için aktif veya pasif immünizasyon yöntemleri yoktur, bu nedenle dişhekimlerinin pratikde sterilizasyon ve dezenfeksiyona aynı zamanda kişisel korunmaya büyük özen göstermeleri gerekmektedir.

 

HIV / AIDS

İlk kez 1981 yılında A.B.D’de tanımlanmıştır. Salgının başlamasından itibaren dünya üzerinde yaklaşık 65 milyon HIV/AIDS olgusu rapor edilmiştir. 2002 yılı verilerine göre dünya üzerinde yaklaşık 42 milyon HIV/AIDS hastası bulunmaktadır. 2002 yılında 5 milyon yeni HIV olgusu rapor edilmiştir. Bu sayıda hergün 14000 yeni olgunun ortaya çıktığını göstermektedir. Ülkemizde ilk AIDS olgusu 1985 yılında bildirilmiştir. Sağlık Bakanlığı verilerine göre infeksiyonun yayılım şekli ve hızı dünya üzerindeki bölgelere göre farklılık gösterir. Günümüzde yayılım en sıklıkla heteroseksüel cinsel temas sonucu olmaktadır. Transfüzyon yoluyla infekte olan hasta sayısı kan ürünlerinin test edilmeye başlamasıyla 1985’den itibaren hızla azalmıştır.

Bulaşma yolları; Cinsel temas, kan ve kan ürünleri, organ ve doku nakilleri ile bulaşma ve anneden çocuğa geçiş şeklindedir. HIV pozitif bir hastanın kanı ile kontamine bir aletin ele batması sonucu HIV ortaya çıkma olasılığı %0.2-0.5’dir.

 

HIV infeksiyonunun doğal seyri;

 

a)      Virüsün alınması

b)      Primer HIV infeksiyonu

c)      Serokonversiyon

d)      Klinik olarak latent dönem

e)      Erken semptomatik HIV infeksiyonu

f)        İlerlemiş HIV infeksiyonu

g)      AIDS   

şeklindedir.

 

Tanı Yöntemleri;

1.Viral kültür teknikleri

2.ELISA, Western Blot, İmmunfloresan  yöntemleri

3.Viral genom amplifikasyon testleri’dir

 

Günümüzde mesleki olarak HIV(+) olmuş bir dişhekimi olgusu rapor edilmemişsede, dişhekiminin pratiğinde tüm önlemleri alması gerekmektedir.

Sonuç olarak dişhekimleri tüm hastaları potansiyel infeksiyöz hastalar olarak değerlendirmeli ve evrensel korunma yöntemlerini her hastada uygulamalıdırlar

 

 

Kaynaklar:

1) CDC prevention guidelines: Guidelines for teratment of sexually transmitted diseases. Vaccine prevantible STD’s.1998

2) Gillcrist AJ: Hepatitis viruses A, B,C,D,E and G; Implications for dental personnel. JADA. Vol.130, April 1999, 509-520

3) Porter S, Lodi S.: Hepatitis C Virus- an occupational risk to dentists. Br Dent J. 180(12),1996, 473-474

4) Infection control recommendations for the dental office and dental laboratory. ADA Council on scientific affairs and ADA Council on dental practice, 1996

5) Porter S, Lodi S.: Hepatitis C Virus- an occupational risk to dentists. Br Dent J. 180(12),1996, 473-474

6) Recommendations for prevention and control of Hepatitis C Virus (HCV) infection and HCV related chronic disease. MMWR, 1998, 47(RR19); 1-39.

7) Report on the global HIV/AIDS epidemic.UNAIDS(UNICEF, UNDP, UNDPC, UNESCO, WHO, WORLD BANK) June 2000.